Bir dünya markası olan Chopard, Türkiye'de düzenlediği bir gecede kendi tasarımlarını ilk kez bir Türk tasarımcının çalışmalarıyla; Dilek Hanif tasarımlarıyla birleştirdi. Üstelik marka, dünya çapındaki basın çalışmalarında görsel olarak Chopard istanbul defilesini kullanacak.
Geçtiğimiz hafta, bir buçuk aydan bu yana çalışmalarını sürdürdüğümüz Chopard 2005 mücevherlerinden esinlenerek hazırladığım koleksiyonun sunumunu gerçekleştirdik. Daha önce yapmadığımız, farklı formattaki bu çalışmada Chopard gibi bir dünya markasının ilk defa bir Türk tasarımcıyla işbirliği içinde olması, farklı bir anlam taşıyordu. Chopard saatlerinin, 1860 yılında Chopard ailesi tarafından İsviçre'nin Sonvilier köyünde kurulan küçük bir saat atelyesiyle yola çıktığını ve 144 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu organizasyon çalışmaları sırasında öğrendim. Louis-Ulysse Chopard, 1920'de Cenevre'ye yerleşerek lüks saatler üretmeye başlamış. 1986'da ise yine Cenevre'de ilk Chopard mağazası açılmış. Kurulduğu günden beri bir aile şirketi olarak kalan Chopard'ın bugünkü başkan yardımcılığını ve tasarımcılığını, dördüncü kuşak olarak baba mesleğini sürdüren Caroline Gruosi Scheufele yapıyor.
İSTANBUL KULLANILIYOR
Kendisiyle Chopard'ın 2005 mücevher koleksiyonu tanıtım gecesinde tanıştık. Sıcak ve mütevazi tavrı ile hazırladığım koleksiyon için yaptığı yorumlar beni çok mutlu etti. Bugüne dek dünyanın birçok yerinde farklı organizasyonlar düzenleyen Chopard'ın, resmi olarak sponsorluk yaptıkları arasında Cannes Film Festivali, Elton John AIDS Vakfı, Prens Charles Vakfı ve Carreras Lösemi Vakfı bulunuyor. Firmanın Türkiye'de düzenlediği bir gecede kendi tasarımlarını ilk kez bir Türk tasarımcının çalışmaları ile ortaklaşa sunması ve aynı zamanda dünya çapında yaptığı basın çalışmalarında görsel olarak Chopard-İstanbul defilesinin kullanılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 90 adet butiğe sahip olan Chopard'ın İstanbul'daki butiği 1997'de açılmış. İstanbul Chopard, 97'de Paris, Londra, New York gibi dünya butikleri arasında Uluslararası Kalite Birincilik ödülü kazandı. Türkiye distribütörü Shelly Ovadia'nın girişimleri, bir Türk tasarımcıyla çalışma önerisi ve benimle ilgili İsviçre'ye giden dosyanın orada da beğenilip, onaylanmasından sonra bir dünya markası olan Chopard ile yapılan bu çalışma, benim için mutluluk vericiydi. Bu organizasyonda çalışan tüm ekip Fransa'dan geldi. Chopard'ın geceleri için çalıştığı devamlı bir ekip var ve dünyanın neresinde olursa olsun yaptığı tüm etkinliklerde onlarla çalışıyor. Durum böyle olunca, koreograf, dekoratör, dansçılar, DJ ve mankenler defileden iki gün önce İstanbul'a geldi ve son iki gün yoğun bir tempoyla beraber çalıştık. Hiçbirine prova yapma imkânı bulamadığımız mankenlerle, fazla problem yaşamadan, ufak tefek rötuşlarla geceye hazırdık.
EVA ÖNCE GERGİNDİ...
Eva ise defile basın toplatısından iki saat önce geldiğinden, onun kıyafetlerini son dakikada giydirebildik. Öğrendiğime göre, beğenmediği zaman kıyafetleri giymediği olurmuş. Kıyafetleri çok beğendiği için hiç itiraz etmemiş, ama beğenmeseydi problem çıkartabileceğini sonradan öğrendim. Top modellerle çalışmak böyle bir şey. Zaman içinde çok kaprisli, problemli olabiliyorlar. Eva'nın otele geldiği ilk iki saat içinde, çalışma ortamı ve ekibi tanıyana kadar çok gergin olduğunu asistanımdan öğreniyorum. Elbiseleri giyip, ekibimi tanıyıp, rahatlayınca gecenin sonunda tek tek herkese teşekkür edip, beğenisini vurguladı. Chopard'ın 2005 koleksiyonu tanıtım gecesi için 20 tane farklı kıyafet tasarladım. 10 mankenin takılar eşliğinde sunduğu bu koleksiyonu, mücevherlerleri de göz önünde bulundurarak pul ve payet gibi işlemelerden uzak durup, saten, şifon ve dantel gibi kumaşlar kullanarak çok yalın ve sade bir çizgide çalıştım. 2004 yılını farklı ve çok keyif aldığım bir proje ile kapattım...
Dilek Hanif , kaynak. sabah.com.tr